22 Kasım 2014 Cumartesi

Bu Bir Hayran Mektubudur!

''O'nda ne buluyorsun?'' diye soranlara, '' O'nda Tanrı'nın dokunuşu var.'' diye cevap veriyordu. Kelimelerin biraraya gelip uçsuz bucaksız bir duyguyu bir cümle haline getirebilmesi ne muazzam şey diye düşündüm bir müddet. Ne zaman güzel bir cümle görsem, uzun uzun bakarım, hayretle. Binlerce kelime içinden cımbızlanıp uyumlu bir şekilde biraraya gelişlerini kutlarım.

Bir elma ağacı kendi başına bir tuvaldir; elması Adem ve Havva'nın ihtiraslarıyla renklendirilmiş yağlı boyasıdır ve bütünü toprağa iliştirilmiş bir sanat eseri.

Gökyüzü üç boyutlu bir tuvaldir. Gündüz bakarsan, mavi bir zeminde özgürce atılmış bembeyaz fırça darbelerini görürsün. Gece bakarsan, eşsiz lacivetliğin üzerinde yıldızları etrafına pervane eden göğün tanrıçası ay'ı görürsün. Yıldızlar bazen ay'a olan aşklarını dans ederek gösterirler. İnsanlar buna ''yıldız kaydı'' derler.

Böylece dünya açtıkça çoğalan bir matruşka gibi bir resmin içinde binlerce resmin olduğu baktıkça genişleyen bir yağlı boya tablosu olur. Dünya Tanrı'nın tuvalidir, kusursuzca resmettiği, ve kelimeler yazarın dansçılarıdır, ahenkle dans ettirdiği...

Hayatta beni ilk kez karşılaştığı dünyayı anlamlandırmaya çalışan bir bebek hayretinde bırakan iki şeyden ilki Tanrı, ikincisi sihirli kelimeler... Ve ikincisiyle uğraşıp kelimeleri dans ettiren arkadaşıma minnetler. Ahenkle dans eden dansçıların bol olsun, güzel insan!

Nice yıllara ''Ucuzdüzen'' .



Buraya da Maslow'un güncellenen İhtiyaçlar Hiyerarşisini bıraktım. Ucuzdüzen'de bilinmesi en mühim şeylerden biri nihayetinde. ;) (Hunharca gülüyor)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder