1 Haziran 2014 Pazar

Gece

Üzerinde kedere karşı hassas mıknatıslarla dolaşan varlıklardık. Ağlıyorduk. İçmesek de sarhoştuk. Yok oluyorduk ıssız gecelerde. Yitiyorduk her kapı kapanışında. Pembenin bile matem rengini anımsattığı yıllar yaşıyorduk. Renksizdik. Katışıksız, hayata geç kalmış. Her günümüz daha da boş geçiyordu bu yüzden. Her gün biraz daha boş. Özlemlerimizi, yalnızlığımızı açıyorduk geceye. Zararı geceye postalıyorduk. Gece siyahtı. Gece serkeş. Evrenin tüm yorgunluğunu omuzlarımızda hissettiğimiz kaygılıydı, sancılıydı geceler. Sabahsa hiçbir şey olmamışçasına var gücüyle yürümeye çalışan çocuk kadar umut dolu oluyorduk. Kendimizi kandırıyorduk gündüzleri, geceleri günah çıkarıyorduk. Sonuç mu? Günü kurtarıyorduk hepimiz, bir ömrü değil…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder